Yazının son cümlesinden başlasanız daha iyi sanki.
4.
O kadar çok dinlenecek şarkı var ki, ama ikinci planda olmayacak dinleme eylemi. Facebook gezerken, kitap dergi okurken, yemek yerken değil, sadece müzik dinlenecek. Bütün bir gün mesela, ama yapamam sanki bi şekilde bi yerlere kayar gibi, o kadar istememe rağmen. Saatlerce günlerce müzik dinlemek istiyorum, merak ettiğim, sırada olan tonlarca müzik var; ama ben tek bir şarkıyı bile defalarca, bıkmadan, günlerce dinlediğim için olmuyor. Bu gidişle de olmaz, mümkün değil bıkmıyorum, 10-20-50-100-1000 sonsuz, bi kere sevmişsin beğenmişsin neden bıkasın ki? Halbuki kalabalık(ımsı) ortamdayken aynı şarkıyı bir daha açınca "değiştir başka bişey" dinleyelim denir ya, ama tam tersi tam dinlemeden geçince bu sefer de "kalsın adam gibi dinleyelim işte" derler. Bana ters bunlar sanki, ikizlerim hem de en fenasından, yükselenim bile ikizler. Ama bıkmıyorum, sırf müzik için değil ki bu;
basit günlük şeylerden, aynı yoldan yürümekten (hele zorlayıcı ise), aynı yokuşu merdiveni çıkmaktan sıkılabilirim, belki aynı muhabbet aynı ortamdan da? Ama bir insanı sevmişsem ondan da bıkmam kolay kolay, kötü bişey bu. Bu kadar farklı taraklarda bezi olma olma ve her boku yapmak isteme durumunda (maymun iştahlı olmadan) olma durumuna rağmen bıkmamak saçma, sanki yanlış bişeyler var gibi. Çelişkili.
Deminki paragrafı yazarken aslında çok da emin olamadım o yüzden soru işareti koydum aslında, mesela hep aynı arkadaş ortamında bulunmaktan sıkılma durumu. Seviyosan sıkılmaman gerekir ? Ama bu sefer de sıradanlık, aynılık sıkabilir . Diyelim yeni bi ortam ve yeni insanlar, o zaman da onun verdiği bi tutukluk oluyor. Onu da çok istemiyor ki canım, uzun vadede birlikte olacağımızın kesin olduğu bir grupsa (örneğin yeni sınıf) aktif davranıyorum galiba, ama kendi elimde olan ve gerekli olmayan bir durumsa, hiç kasmıyorum, hatta çok az konuşuyorum. Çekingenlikten değil, gerek duymamaktan, bazen istememekten. Belki de aralarında already bir düzen olduğu için ve hiç efor sarfetmeden orda sadece onları gözlemleme durumu bana daha kolay geldiği için. Bilemiyorum, ne gerek var ki? Herkes aynı gibi zaten, mesela kampüstesin - bak etrafına, ortalama 20 yaşlarında insanlar. Hatta öyle bi an oluyo ki yemek yiyen aynı yaştaki bi gruba baktığımda hayatımda hepsini ilk defa görmeme rağmen kafamda çok inceden bir şablon oluşuyor. Çünkü hareketler, tiplemeler, grup davranışı, gülüşmeler, kıyafetler hepsi aynı. Daha çok öss döneminde olurdu bu, haftasonu dersane zamanları, herkes öğle yemeğine çıkmış. Bütün yemek yerleri 17-18 kaynıyo, hele burgerk, nerdeyse yüzde yüz oranında çocuk olurdu (çocuk=same age insanları). Baktığımda kafamda o tipin kişiliği hakkında çok şey oluşurdu, çünkü çok ekstrem biri değilse zaten birbirlerinin aynıydı herkes...
Yazasım var ama geç oldu, 02.08, hazırlığın ve haftaiçi hergün günün ortasında dersi olmanın yarattığı uyku düzensizliğinden ve bunun sonucundaki hayat düzensizliğinden bahsedelim bir ara. Hatta hazırlık olmayanın şuan hazırlıkta olmak için neler vermeyeceğini ve bunu her fırsatta hazırlıkta olan insanlara söylemelerinden ve bunun arkasında yatan sebeplerden de bahsedebilir. Veya bikaç sene sonra hatta seneye bile , şu anımı şu saniyemi özleyeceğimi kıskanacağımı ve bunun GAYET farkında olduğumu, hazırlığı bu farkındalık yaşadığım için kendimle gurur duyduğumu, çoğu zaman anı yaşadığımı , en azından bunu hep aklımda bulunduruğumu da konuşabiliriz. Pazartesi oldu, perş-cuma RENT var, müzikallll. Yarın klasik 12.30 dersim, ama sınav yok bişey yok, olsa nolur ki, hazırlık? Ana fikir: hayat bana güzel galiba, evet, iyi geceler...
02.12 Soundtrack : http://www.youtube.com/watch?v=Ty41BuLsc1A -
4.
O kadar çok dinlenecek şarkı var ki, ama ikinci planda olmayacak dinleme eylemi. Facebook gezerken, kitap dergi okurken, yemek yerken değil, sadece müzik dinlenecek. Bütün bir gün mesela, ama yapamam sanki bi şekilde bi yerlere kayar gibi, o kadar istememe rağmen. Saatlerce günlerce müzik dinlemek istiyorum, merak ettiğim, sırada olan tonlarca müzik var; ama ben tek bir şarkıyı bile defalarca, bıkmadan, günlerce dinlediğim için olmuyor. Bu gidişle de olmaz, mümkün değil bıkmıyorum, 10-20-50-100-1000 sonsuz, bi kere sevmişsin beğenmişsin neden bıkasın ki? Halbuki kalabalık(ımsı) ortamdayken aynı şarkıyı bir daha açınca "değiştir başka bişey" dinleyelim denir ya, ama tam tersi tam dinlemeden geçince bu sefer de "kalsın adam gibi dinleyelim işte" derler. Bana ters bunlar sanki, ikizlerim hem de en fenasından, yükselenim bile ikizler. Ama bıkmıyorum, sırf müzik için değil ki bu;
basit günlük şeylerden, aynı yoldan yürümekten (hele zorlayıcı ise), aynı yokuşu merdiveni çıkmaktan sıkılabilirim, belki aynı muhabbet aynı ortamdan da? Ama bir insanı sevmişsem ondan da bıkmam kolay kolay, kötü bişey bu. Bu kadar farklı taraklarda bezi olma olma ve her boku yapmak isteme durumunda (maymun iştahlı olmadan) olma durumuna rağmen bıkmamak saçma, sanki yanlış bişeyler var gibi. Çelişkili.
Deminki paragrafı yazarken aslında çok da emin olamadım o yüzden soru işareti koydum aslında, mesela hep aynı arkadaş ortamında bulunmaktan sıkılma durumu. Seviyosan sıkılmaman gerekir ? Ama bu sefer de sıradanlık, aynılık sıkabilir . Diyelim yeni bi ortam ve yeni insanlar, o zaman da onun verdiği bi tutukluk oluyor. Onu da çok istemiyor ki canım, uzun vadede birlikte olacağımızın kesin olduğu bir grupsa (örneğin yeni sınıf) aktif davranıyorum galiba, ama kendi elimde olan ve gerekli olmayan bir durumsa, hiç kasmıyorum, hatta çok az konuşuyorum. Çekingenlikten değil, gerek duymamaktan, bazen istememekten. Belki de aralarında already bir düzen olduğu için ve hiç efor sarfetmeden orda sadece onları gözlemleme durumu bana daha kolay geldiği için. Bilemiyorum, ne gerek var ki? Herkes aynı gibi zaten, mesela kampüstesin - bak etrafına, ortalama 20 yaşlarında insanlar. Hatta öyle bi an oluyo ki yemek yiyen aynı yaştaki bi gruba baktığımda hayatımda hepsini ilk defa görmeme rağmen kafamda çok inceden bir şablon oluşuyor. Çünkü hareketler, tiplemeler, grup davranışı, gülüşmeler, kıyafetler hepsi aynı. Daha çok öss döneminde olurdu bu, haftasonu dersane zamanları, herkes öğle yemeğine çıkmış. Bütün yemek yerleri 17-18 kaynıyo, hele burgerk, nerdeyse yüzde yüz oranında çocuk olurdu (çocuk=same age insanları). Baktığımda kafamda o tipin kişiliği hakkında çok şey oluşurdu, çünkü çok ekstrem biri değilse zaten birbirlerinin aynıydı herkes...
Yazasım var ama geç oldu, 02.08, hazırlığın ve haftaiçi hergün günün ortasında dersi olmanın yarattığı uyku düzensizliğinden ve bunun sonucundaki hayat düzensizliğinden bahsedelim bir ara. Hatta hazırlık olmayanın şuan hazırlıkta olmak için neler vermeyeceğini ve bunu her fırsatta hazırlıkta olan insanlara söylemelerinden ve bunun arkasında yatan sebeplerden de bahsedebilir. Veya bikaç sene sonra hatta seneye bile , şu anımı şu saniyemi özleyeceğimi kıskanacağımı ve bunun GAYET farkında olduğumu, hazırlığı bu farkındalık yaşadığım için kendimle gurur duyduğumu, çoğu zaman anı yaşadığımı , en azından bunu hep aklımda bulunduruğumu da konuşabiliriz. Pazartesi oldu, perş-cuma RENT var, müzikallll. Yarın klasik 12.30 dersim, ama sınav yok bişey yok, olsa nolur ki, hazırlık? Ana fikir: hayat bana güzel galiba, evet, iyi geceler...
02.12 Soundtrack : http://www.youtube.com/watch?v=Ty41BuLsc1A -
Yorumlar
Yorum Gönder