Odtü ile ilgili sorular ve cevaplar (bir kısmı makina bölümü ile ilgili)

Son zamanlarda youtube'dan görüp çokça soru soran insanlar oldu. Bunların en kapsamlısını ve ona verdiğim cevabı paylaşıyorum 

Merhabalar. 
Ben mail adresinizi youtube üzerinden verdiğiniz tercih dönemindeki insanım. Öncelikle iletişim olanağı sağladığınız için teşekkür ederim. Orada da belirttiğim gibi ODTÜ yü tecrübe etmiş ve fikir edinmiş sizler gibi insanların objektif tavsiyelerine ve düşünlerine ihtiyacım var. İzninizle size bir kaç soru yöneltmek istiyorum;
-Karşılaştırmamı bilkent üzerinden yapacağım-

1) ODTÜ yü ODTÜ yapan değerler, ODTÜ nün;

-Eğitimi midir? 
Öyle ise mesela Bilkent ten farkı nedir? 
Öğretmenleri mi daha başarılı, Eğitim stili mi daha başarılı?

-Kampüsü müdür? Duyumlarıma göre ODTÜ kampüsüne geçmişten gelen karışık, siyasi ortam hakim imiş. 
Bu bilgi ne kadar doğru? Doğru ise Eğitime ve ODTÜ de yaşıyanlara ne gibi etkiler doğuyor?

-Yoksa Klasik bir okuldur da, bu okulu etiketinden dolayı tercih eden öğrenciler zaten başarılı olacak adamlar oldukları için okul öğrencileri üzerinden mi isim kazanıyor?


2)ODTÜ gibi devlet üniversitelerinin sınıf kontenjanları, vakıf üniversitelerine göre oldukça fazlaymış. 

-Bu durum eğitime ne gibi soruçlar doğuruyor?

-Bundan dolayı öğrenci-öğretmen ilişkileri fazla kurulamıyormuş. Ne düşünüyorsunuz?


3)ODTÜ lülerin okulları ile en çok övündükleri konu, okulun öğrencisine farklı bakış açıları kazandırmasıymış.

-Sizce bu idda ne kadar doğru? Doğru ise bu eğitimi ders yolu ile mi kazanıyor sunuz? Yoksa kampüsün kozmopolit ortamından kazanıldığını mı düşünüyorsunuz?

-Yoksa önceden de söylediğim gibi, zaten ODTÜ ye gelen öğrenciler, durumlara farklı açılardan bakabildikleri için mi ODTÜ ye gelebilmişler?
(Mesela LYS geometri soruları çözebilmek :D )


4)ODTÜ nün teknik eğitiminin, Bilkent veya Koç üniversiteleri gibi sosyal yönden ağırlığı olan üniversitelere göre çok daha sağlam olduğunu duydum. ODTÜ, öğrencisine seçtiği bölümden nokta atışı yaptırarak bölümün tüm inceliklerini öğretip sosyal bakımdan donanımsız bırakırken, demin bahsi geçen vakıf üniversiteleri, öğrencilerine seçtikleri bölümün dersleri ile birlikte felsefe, sanat ve ekonomi gibi farklı kollardan da mecburi eğitim vererek öğrencinin ilgi alanını ve ufkunu genişletiyormuş. Bunun sonucu da ODTÜ lü mühendisler bitirme projelerinde İron Man yaparken, bu üniversitenin öğrencileri daktilo makinası yapıyormuş.

-Bu eğitim farkının doğruluğu konusunda ne düşünüyorsunuz? Doğru ise sizce hangisi daha iyi, neden?


5) Bu biraz derslerle ilgili bir soru olacak.. Seçmeli dersler;

-Bölümünüzün temel derslerini gördükten sonra bu derslerden ilgilendiklerinizin üzerine kendinizi geliştirmek için seçilen üst model dersler midir?
Yoksa temel olarak gördüğünüz derslerden bağımsız, farklı konulara sahip bölüm dersleri midir?

-Bu dersleri ODTÜ de bölümünüz dışında farklı fakülte bölümlerinin derslerinden alabiliyor musunuz?

Sorularım bu kadar. Zaman ayırdığınız için teşekkürler. Fikirlerinizi objektif bir şekilde benimle paylaşmasınız rica ediyorum. Malum hayatımı etkileyecek bir tercih olacak bu... 
Cevaplarınızı heyecanla bekliyor olacağım. 

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Merhaba, valla çok güzel sorular sormuşsun tebrik ediyorum öncelikle. Çok geniş sorular aslında, biraz zor olacak.

1-Aslında her soru her bölüme göre değişebilir. Mesela benim makinada bir gün videosunun altındaki yorumların birinde bilkentin makina müfredatını ve bizimkini paylaşmıştım. (http://me.bilkent.edu.tr/?page_id=278&lang=tr  ) .  Bizim 5-6derste gördüğümüzü onlar 1-2 derste görüyorlar. Dolayısıyla müfredat ve ders yoğunluğu açısından bi kere büyük bi fark var. Onun dışında hocaların hepsi gerçekten önemli insanlar, stil olarak bir fark olduğunu düşünmüyorum. ödevdir projedir vs. az çok benzerdir diye tahmin ediyorum. 

Kampüse siyasi bir ortam hakim değil, şöyle söyliyim, 25bin kişi yaşıyosa bunların içinde 500 falanı çok uç sol örgütteler (attım bunu, heralde gerçekçidir). nevruzdur tayyipin gelmesidir vs. öyle zamanlarda bunlar daha çok aktif oluyo ama koca odtü birleşip protesto yapıyo değil, bu bahsettiğim örgütlü gruplar yapıyo bişeyler.  onun dışında farkına bile varmıyosun, normal toplulukların nası stantları varsa bazı siyasi grupların da arada stantı oluyo kendi düzenlediği seminerler yürüyüşler vs. oluyo. Yoksa dediğim gibi bu odtüde yaşayan normal siyasetten alakasız bi öğrenciyi çok etkileyecek bir şekilde değil. Dıştan sanıldığı gibi hiç değil.

son dediğin de doğru, zaten belli bir isim bir gelenek var, öğrenciler de onu devam ettiriyo. ama öğrenci profili giderek düşüyo sanırım yıllar ilerledikçe, dolayısıyla 5 sene sonra öğrenci kalitesi düşerse odtü ismi gene aynı kalır mı bilmiyorum. ama şu an şirketlere de bi odtülü gelince iş için, olumlu bir önyargıları oluyo,orası çok net.

2- kontenjan olayı. bizim bölüm 200 kişi mesela, 4 section var (section=grup, yani "şube" diyebiliriz) 60ar kişi ders dinliyosun. Gerçekten de hoca seni tanımıyo , hocayla ilişkin yok. hocayı tanıyım da notumu yükseltsin gibi bişey hiç yok, zaten 200kişinin puanı diziliyo, harf notları ona göre belirleniyo. hocayla iletişim gerçekten zayıf. bu anlamda özel üniverstiler daha doğrusu öğrenci başına düşen hoca oranının daha yüksek olduğu bölümler/okullar o anlamda evet daha şanslı. ama tabi sen kafana bişey takılınca hocanın yanına gidip soruyosun, onlar da cevaplıyo, sen ne kadar peşinden koşup soru sorarsan o kadar çok hoca tanır ve onlardan yararlanırsın. ama tabi derste 60 yerine 20 kişi olursa daha kolay soru soruyosun , daha az çekinip hocayla daha çok konuşuyosun.... konuşursun.. (son sınıfta seçmeli ders alırken ders başına düşen öğrenci sayısı azaldı oradan biliyorum)


3 - rektör her fırsatta gidin ufkunuzu açın diyodu, topluluklara katılın/yandal yapın vs. çok duydum ağzından. milyon tane topluluk var, kendimden örnek veriyim ---- müzikal topluluğu diye bişey başka hiç bi okulda yoktu. bilkentte kuruldu, bizimkiler yaptı ; hacettepede kurulucak, onu da bizimkiler yapacak. dans, spor vs. konusunda da böyle örnekler var. e böyle bir ortamda az çok sosyal bi insansan kendine göre bir topluluk buluyosun. dolayısıyla farklı bir bakış açısı buradan doğuyodur. topluluğa katımasan bile kampüste bi yerde dans yarışması, bi yerde caz konseri, bi yerde capoiera toplanması, stadyumda toplu yoga, çimlerde frizbi, eymirde pokemon avı olunca ister istemez bi zenginlik ve bi farklılık oluyo diye düşünüyorum. Ders yoluyla daha az ama gene var, bölümüne göre değişmekle beraber seçmeli dersler ve çeşitliliği ufkunu açıyor. onun dışında gerçekten çok önemli hocalar var, devletin savunma sanayi projeleri için çağırdığı, danışmanlık yapıp milyonları götüren hocalar var. bunlar derste kırk yılda bir bile kendi anılarından yaptıklarından bahsedince bi şaşırıyosun, aaa böyle şey mi varmış diyosun. 

hayır kesinlikle (lys geometri) farklı bakış açısından bakabildikleri için gelmişler değil, zaten her bölümün sıralaması da inanılmaz yüksek değil. 30 binle 50 binle gelen de oluyo sanırım bazı bölümlere

4 - teknik eğitim çok daha sağlam evet. bizim bölüm dışı 3 seçmelimiz var, insanlar ya müzik ve güzel sanatlar bölümünden sanatsal dersler alıyo ya da sosyoloji psikoloji alıyo, bazen de dil dersleri; ama bunlar basit dersler. bilkentte olan sanat tarihi vs. derslerinin ne kadar katkısı olduğunu bilmiyorum ama tabiki öğrencilerin ufkunu açıyodur iyi oluyodur, bence zorunlu olması güzel bişey. dediğim gibi o tarz dersler bizde de var ama seçmeli olarak.  (mesela ekonomi var bizde de zorunlu, ama bizde tek dönem olan ekonomi dersi (makro+mikro) , boğaziçinde (yanlış hatırlamıyosam) iki tane mikro ve makro olmak üzere. Bitirme projelerinde öyle bi fark yok ya, uydurmuşlar onu ; yakın bildiğim kadarıyla. ama bizim bitirme projelerinin sistematiği ve değerlendirme ölçütleri, daha doğrusu prosese verilen puan/değer farklı olabilir. o projeyi yaparken nerdeyse her hafta rapor sunup sunum hazırlıyoduk vs. (makina). ama inşaatın oldukça basitti bizimkine göre, kıyas bile kabul etmiyordu. eğitim ile ilgili söylediğim çoğu şeyin bizim bölümde bir tık daha sert ve yoğun olduğunu göz önünde bulundur (hangi bölümü istiyosun bilmiyorum) 

4ün son sorusu zor bi soru, cevaplayacak yetkinlikte olmayabilirim. tek üniversite bitirdiğim için kıyaslamak zor ; ama teknik açından daha yetkin olmak isteyen biri için teknik üni veya odtü iyi bi fırsat. daha sakin bi mühendislik isteyenler için de diğeri doğrudur belki. biri savunma sanayi argesinde çalışıp helikopter koltuğu acil durum fırlatma mekanizması tasarlar, belki(büyük ihtimalle) diğerleri daha soft işlerle uğraşıyodur .  

düşündüğün üniversitelerin aynı bölümlerinin sayfalarını aç müfredatlarını karşılaştır, zaten yapıyosundur. hatta sonra google'a ders ismini kodunu yaz ve dersin sitesine ulaş, oradan tekrar incele. ( örnek : http://www.me.metu.edu.tr/courses/me410/     ,    http://www.me.metu.edu.tr/courses/me432/    http://ma119.math.metu.edu.tr/    )

5 - ilk ikisi de doğru, bi kısmı aynı dersin daha devamı ve spesifik hali , mesela  "me429 mechanical vibrations" (dinamiğin alt alt alt kümesi)  , "second law analysis" (termodinamiğin ikinci kanunuyla ilgili başlı başına bir ders) ya da acoustics and noise control engineering (bu da akışkanlar mekaniğinden geliyo ama tamamen yeni ve farklı bir alan).   seçmeli dersler seni iş hayatında ilgilenmeyi düşündüğün alana hazırlıyo; ve kendi yolunu çizmeni sağlıyo. mesela şurada sağdaki gruplara bak :

diğer bölümlerden sadece bir tanesi seçmeli ders alabiliyosun, ama onların da mühendislik fakültesi olması lazım yani mühendislik dekanlığına bağlı olması lazım:


mesela ben şu dersi istedim VERMEDİLER : http://gate.ii.metu.edu.tr/procedural-sound-design

6)))))))

-*-*- sana bunları yazarken boğaziçinin ve bilkentin müfredatına tekrar baktık arkadaşımla, mekatronik dersleri zorunlu mesela. bizde öyle bişey yok, bize mekatronikle ilgili hiç bişey öğretmedikleri halde bitirme projelerinin neredeyse hepsinde çokça mekatronik gerekiyor. (bi motor süremeden hiç bi makina tasarlayamıyosun ki mesela) 
dolayısıyla bizdeki zorluk kendileri vermedikleri şeyleri çokça istemek. 
**matlab/mathcad vs. tarzı mühendislik programları bize öğretilmediği halde çoğu derste inanılmaz bir şekilde isteniyor. diğer okullarda sırf program öğretmek üzerine olan dersler var  (örnek , bilkent : cs113 : introduction to programming for engineers (matlab) )  . biz ise verilen ödev ve projelerde doğal ihtiyaç sonucu kendimiz çabalayıp öğrenmek zorunda kalıyoruz, dolayısıyla çok rahat söyleyebilirim ki bazı derslerimiz bırak 3 krediyi, en az 5 kredi olmalı . kredi demek o dersin notunun diplomana yansıma katsayısı demek. inanılmaz uğraştığımız bitirme projesinin kredisi 3 mesela. (aldığın seçmeli müzik dersiyle eşit) 

-*-*- (bu madde için tekrar ediyorum bu kadar farklılık bu kadar acınası bir şekilde sanırım bizim bölümde ortaya çıkıyor)

*** ve sanırım boğaziçi/bilkent daha temel bir mühendislik eğitimi verirken (isteyen masterda doktorada spesifikleşir zaten) bizimkiler olabildiğince her şeyi tıkıştırmış içine , ve kendilerince eksik bişey bırakmamaya çalışmışlar.

** bilkentte mesela termo+akışkanlar+ısı 2 dersken bizde 6  ders, dolayısıyla daha detay diye düşünüyorum.

-- genel olarak , odtü mühendisliklerinde not kaygın varsa kanser olabilirsin. ama daha hardcore bir eğitim mevcut. teknik üni. olmasının farkı diyelim madem. 

bahsettiğin diğer üniversitelerde bildiğim ve duyduğum çok önemli hocalar var. ama genel profili bilmiyorum , o da senin araştırma konun olsun.

(bilkentte bölüm başkanıyla birlikte toplam 14 hoca var imiş, bizde 52 tane, ve hocaların master veya doktorayı yurtdışında başka bi üniversitede yapması lazım;onlarda da öyle sanırım)


tek seferde çok da dikkat edemeyerek yazdım çirkin yazmış olabilirim, aradan kaçmış olan şeyler de olabilir. umarım işe yarar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ODTÜ Makina Mühendisliği ME407 Mechanical Engineering Design dersi ve kısaca yaşananlar

Hayatımda yaşadığım en saçma ve anlamsız diyaloğu barındıran bir anı - 4 TEMMUZ 2017 // Eski anılar