İnsanlarla Tanışmak

Yıllardır düşündüğüm ve yakınımdakilere anlattığım bir şeyden bahsetmek istiyorum, belki yazarak daha kolay ifade ediliyordur.

Her insan başka birçok insan ile iletişim halinde. Bir şekilde iletişimde olduğumuz her insan, bizim bazı elimizde olmayan kararlarımız sonucu tanıştığımız insanlar . Örneklerle daha kolay olacak. En iyi arkadaşınız olan insan sizin en iyi arkadaşınız çünkü büyük ihtimal onla hayatınızın bir döneminde gittiğiniz bir okulda tanıştınız. Şu anki kız/erkek arkadaşınızla aynı sınıfta olduğunuz için tanışabildiniz ve şimdi berabersiniz. Başka bir okula gitseniz farklı bir dostunuz olacaktı, yan sınıfa düşseydiniz başka bir sevgiliniz olacaktı (çok kabaca anlatıyorum).

Kısaca, tanıştığımız insanları biz belirlemiyoruz. Çünkü bir kabileden daha geniş her insan topluluğu binlerce yıldır böyle bir düzene alışık. Tanıdıklarımızla konuşuruz, tanımadıklarımızla konuşmayız. Ortak bir arkadaşın tanıştırdığı biriyle kolayca tanışabiliriz; ama aynı kişiyi yolda görsek tanışamayız. Aynı bölümde/sınıfta okuduğunuz biriyle evlenebilirsiniz, ama o kişi başka bir bölüm yazsaydı ve sokakta, yemekhanede, kütüphanede tekrar o kişiyi sık sık görüyor olsanız % 90 tanış(a)mayacaktınız bile. (aslında bu yazı ve fikir  %100 oranı düşünülerek ortaya çıktı). Ben de diyorum ki, bu böyle olmak zorunda değil.

Kampüste yürürken (şehirde yürürkenden çok daha kolay yapılabilir yeni başlayanlar için!) birini beğenirseniz, gidip konuşmak dünyanın en garip şeyi değil. Birinin ayakkabısı çok hoşunuza gittiğinde, ilk 3 saniye içinde hemen yanına gidip nereden aldığını sorabilirsiniz, veya sadece çok beğendiğinizi söyleyebilirsiniz! Kütüphanede karşınızdaki insanın eskiden aldığınız ve hala hatırladığınız bir dersin ödevi veya sınavı için debelendiğini gördüğünüzde yardımınızın dokunabileceğini söyleyebilirsiniz. Ya da sadece "ben de almıştım o dersi, şöyle şöyle yap çok faydalı olur" diye mini yardım edebilirsiniz. Otogara otobüse yetişmek için yurttan çıktığınızda taksiye sizden önce ulaşan bavullu diğer insana yaklaşıp beraber gitmeyi teklif edebilirsiniz. İletişim kurmaktan bu kadar çekinmeseydik inanın dünya çok daha güzel bir yer olurdu. Ve bu iletişim korkusunun sadece tek bir sebebi var. Çimde otururken yakınınızda tek başına oturan ve çok kötü bir halde olduğu ağlamaklı suratından belli olan birine ne sorunu olduğunu soramamanızın tek bir sebebi var. (sormak istemiyorsanız, merak etmiyorsanız, insanlarla konuşmaktan nefret eden biriyseniz tabiki konuşmanıza gerek yok : ama illa ki hayatınızda bir şekilde iletişim kurmak isteyip de çekingenlikten kuramadığınız olmuştur) O sebep de bir şekilde reddedilme korkusu. Terslenme, insan yerine konmama korkusu veya o insan tarafından küçümsenmesi gereken, istenmeyen bir insan olduğunuzu kendinize inandırmanız.  Hiç de öyle değil, belki de o sizin aynınız. Neden terslesin ki? Tek sebep buna alışık olmadığımız için bir an için afallayıp refleks olarak iletişim çabanızı bitirmeye çalışması olabilir. Sakin bir şekilde konuşulduğunda böyle bir sorunun da olacağını düşünmüyorum.

yazarak daha kolay ifade edilmiyormuş, hatırlatın konuyla ilgili bir örnek vereceğim

Yorumlar

  1. Aslında filmlerden vb gördğüm kadarıyla Batı'da bu bu kadar zor değil, hatta hiç değil... VArda bahöede oarkta gidip merhaba deyip konuşabiliyorlar. Üzgünse derdini sorabiliyorlar, hiç tanımasa bile.. Bizde arkadaşın bile üzgünsen sormuyor, anlatmaya çalışsan dinlemiyor :( Bu da benim son yuıllarda yaşadığım kötü deneyimlerden...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ODTÜ Makina Mühendisliği ME407 Mechanical Engineering Design dersi ve kısaca yaşananlar

Odtü ile ilgili sorular ve cevaplar (bir kısmı makina bölümü ile ilgili)

Hayatımda yaşadığım en saçma ve anlamsız diyaloğu barındıran bir anı - 4 TEMMUZ 2017 // Eski anılar