Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Yazının son cümlesinden başlasanız daha iyi sanki. 4. O kadar çok dinlenecek şarkı var ki, ama ikinci planda olmayacak dinleme eylemi. Facebook gezerken, kitap dergi okurken, yemek yerken değil, sadece müzik dinlenecek. Bütün bir gün mesela, ama yapamam sanki bi şekilde bi yerlere kayar gibi, o kadar istememe rağmen. Saatlerce günlerce müzik dinlemek istiyorum, merak ettiğim, sırada olan tonlarca müzik var; ama ben tek bir şarkıyı bile defalarca, bıkmadan, günlerce dinlediğim için olmuyor. Bu gidişle de olmaz, mümkün değil bıkmıyorum, 10-20-50-100-1000 sonsuz, bi kere sevmişsin beğenmişsin neden bıkasın ki? Halbuki kalabalık(ımsı) ortamdayken aynı şarkıyı bir daha açınca "değiştir başka bişey" dinleyelim denir ya, ama tam tersi tam dinlemeden geçince bu sefer de "kalsın adam gibi dinleyelim işte" derler. Bana ters bunlar sanki, ikizlerim hem de en fenasından, yükselenim bile ikizler. Ama bıkmıyorum, sırf müzik için değil ki bu;   basit günlük şeylerden, aynı y...
Çoğu insan gerizekalı. Şimdiii, hazırlıktaki bölüm başkanı yardımcısına ikinci kez işim düştü - evren kimseyi o kadınla muhattap etmesin - zaten 1. seferinde de deli etmişti. Allahtan yanımda arkadaşım vardı da ben mi abartıyorum diye düşünmeme gerek kalmadı çünkü benden daha sinir oldu o. Neyse, hazırlıklara transkript verilmiyor malum, ama bana o tarz bi şey gerekti. Gittim, tamam dedi , bastırdı bi şey, verdi elime. 4e katla mektup getircem ona koycaksın, (demekki daha bitmedi henüz işim diye düşündüm, sonra), bitmedi iyice kapatıp verceksin damga basıcam dedi. Tam katlayacakken bunun postayla değil bilgisayardan taratıp şirketin sistemine yüklenmesi gerektiğini hatırladım, Amerika'daki bi şirket için gidecekti çok az vakit vardı ve zaten taratıp gönderileceği yüzde yüz kesindi. Ben bunu söyleyince karşı çıktı, kapatıp mühür basmam lazım diye kapatmaya zorladı. Ben scan edip yollayacağımı söyleyince (usturuplu, güzel, saygılı, ve karşıdakinin fikrini de sorar biçimde)  iyi tamam...
Radiohead - Creep , ne kadar huzur verici bir başlangıca sahip. İnsanlar çok garip, birbirimizden bu kadar farklı oluşumuzu anlamıyorum çoğu zaman. Senle aynı fikirde olacağını düşündüğün biri bile nasıl bu kadar uzak olabilir senin görüşlerine. Yanlış işleyen bazı şeyleri düzeltmek ,çok minik şeyler bile olsa, nerdeyse imkansız olabiliyor- hele topluluk denebilecek çoklukta insan içeren gruplardayken...  İnsanlara ne oluyor da doğru olarak gördükleri çözümler, cevaplar, davranışlar bu kadar zıt oluyor? Yetiştirilme tarzı, çevre, yaşadığın-büyüdüğün çevre?  Bir şeyi eleştirirken neden çoğu zaman durum tatsızlaşır, tartışma çıkar ki. Olumlu eleştri vardır, olumsuz eleştri vardır; amaç düzeltmek, iyileştirmek. Sakin sakin konuşulsa karara varılsa? Yetkili biri varsa o X durumunun olamayacağını düzgünce anlatsa. "Biz bu işi çok yaptık bu böyle olacak" demek yerine sebeplerini açıklasa, karşıdaki bolca gerekçe gösterip yanıt beklerken. Tamam bilenlere saygı gösterirsin bir bild...
 Bişeyleri iyileştirmek, geliştirmek, düzeltmek, onarmak, kaliteyi artırmak için harcadığım çabalar sonucu (yüzde 90) adam gibi bir feedback almak ve bu çabanın amacına ulaşmak YERİNE dalgayla karşılanmak ve önemsenmemek artık beni deli etmeye başladı. İşimizin gücümüzün boş işler olması ve sadece kendi gö*ümüzün derdine düşme durumu da buna dahil. !!!
Resim
...Etiyle, kemiğiyle gerçek bir insan olmak, bizim için o kadar zordur ki!.. Utanıyor, ayıp kabul ediyoruz bunu. “Ortalama insan” denebilecek, belirsiz bir tip olmaya çalışıyoruz. Gerçekte, bizlerin yaşadığını söylemek pek mümkün değil, uzun bir zamandan beri canlı olmayan babalardan meydana geliyoruz ve bunu zamanla sevmeye de başlıyoruz. Öyle ki, eğer başarabilsek, düşüncelerden doğmayı bile kabul ederiz...  (Dostoyevski) Neden istediğimiz gibi davranmayız ki, aslında basit cevap, olumsuz tepki ve küçümsenme korkusu. Orda burda şiirde şarkıda yazıda filmde hep görürüz -anı yaşayın, bu hayata bir kere geliyorsunuz, yapamadıklarınız için pişman olarak ölmeyin, life is short stay awake for it, hayatta yapılacak 100 şey, la vie est brève - hayat kısacık.. un peu de rêve - biraz hayal,  un peu d'amour - biraz sevgi, et puis bonjour - derken merhaba... la vie est vaine - hayat boşuna.. un peu de peine - biraz ıstırap, un peu d'espoir - biraz umut, et puis bonsoir - d...